İslam’da Derin Aşk: Ruhun ve Kalbin Yolculuğu
Aşk, insanoğlunun en derin ve en yüce duygularından biridir. Ancak İslam’da aşk, yalnızca dünyevi bir his olarak değil, ruhun ve kalbin Allah’a olan yakınlığını ifade eden kutsal bir bağ olarak görülür. Bu bağ, insanın hem Rabbiyle hem de sevdikleriyle kurduğu ilişkilere yön veren derin bir anlam taşır.
İslam’da aşkın en yüce hali, Allah’a duyulan aşktır. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur:
“İman edenler ise Allah’ı her şeyden daha çok severler.” (Bakara, 165)
Bu sevgi, insanı manevi bir yolculuğa çıkarır. Kişi, ibadetleriyle, zikriyle, sabrıyla ve şükrüyle bu aşkı yaşar ve hissettiği bu sevgi onu daha iyi bir insan olmaya yönlendirir. Tasavvuf ehli için bu aşk, varoluşun temel gayelerinden biridir. Mevlana, Yunus Emre ve Hallac-ı Mansur gibi isimler bu ilahi aşkı dizelerinde, sözlerinde ve yaşayışlarında dile getirmişlerdir.
İslam, sadece Allah’a duyulan aşkı değil, insanlar arasındaki sevgiyi de yüceltir. Eşler arasındaki sevgi, bir emanet ve ibadet olarak kabul edilir. Kur’an’da bu bağ şu şekilde tarif edilir:
“Sizin için kendi cinsinizden, onlara ısınmanız için eşler yaratıp aranıza sevgi ve merhamet koyması da O’nun (Allah’ın) ayetlerindendir.” (Rum, 21)
Burada bahsedilen aşk, yalnızca romantik bir his değil; merhamet, fedakârlık, sadakat ve anlayışla yoğrulmuş derin bir bağlılıktır. Gerçek aşk, sadece bir kişiyi sevmek değil, o sevginin sorumluluğunu da taşımaktır.
İslam’da sevgi ve aşk, nefsani arzulardan bağımsız bir şekilde, ahlaki değerler üzerine inşa edilmelidir. Hz. Peygamber (s.a.v), bir hadisinde şöyle buyurmuştur:
“Sizden biri, kendisi için sevdiğini kardeşi için de sevmedikçe gerçek imana eremez.” (Buhari, Müslim)
Bu ilke, aşkı bencillikten arındırır ve onu insanın ruhsal gelişiminin bir parçası hâline getirir. Sevgi, bir insanı sadece kendi mutluluğumuz için değil, onun iyiliği için de sevmeyi gerektirir.
İslam’da aşk, sadece bir duygu değil, aynı zamanda bir yolculuktur. Bu yolculuk, insanı daha merhametli, sabırlı ve bilge bir hale getirir. Gerçek aşk, Rabbine ve yaratılmışlara duyulan içten bir sevgidir. Dünyevi aşk ise, bu ilahi sevginin bir yansıması olarak anlam kazanır.
Sevgiyle var olan ve sevgiyle yaşayan insan, hem dünyada hem de ahirette huzura erer. Çünkü aşk, varoluşun özüdür ve gerçek aşk, bizi sonsuz bir rahmete ulaştırır.
iSLami Sohbet Odaları olarak sizleri iSLami Sohbetler Sitemizde keyifli şekilde karşılıyoruz . Sizlerle başka bir konuda görüşmek dileğiyle Sevgiler saygılar , Seviyeli iSLam Sohbet Sitemize Hoşgeldiniz…